Çukurlarına yağmur yağmış
Bir arada toplanmış yağmur tanecikleri
İki bulut gezinirken rastlamış bu kuyuya
Ve tam altında duruvermişler
Sonra biri gelip sepetini salmış iki kuyudan da
Çekip çıkaramadan vurulup ölmüş 4 yerinden
Tam 4 yerinden ölmüş
Gerisingeri düşmüş
Nereye düştüyse orası kızarmış işte birazcık
Onu vuran kelimeler yuvasına dönmüşler
Kusursuz bi tepeden tırmanıp
Beyaz sütunları aşıp dönmüşler yuvalarına
Etten duvar örmüşler her iki yana
Toplanmışlar birarada ve
Atlayıp bir delikten iplere tutunmuşlar
Her dokunuşlarında muazzam sesler yükselmiş iplerden
Kelimelere dönüşmüş sesler
Ve öteki kuyunun başındaki adamı da vurmuş
Diğer etten duvarın dışı da kızarmış birazcık
Kana bulanmış beyaz sütunlara kadar
Tüm ahali toplanıp temizlemiş ve bir duvar örmüşler kan renginden, sütunların önüne
Yağmur yağmaya devam etmiş pervasızca
Siyah endemik bitkiler yetiştirmiş
Kuyuların üstüne serpiştirilmiş siyah güller
Siyah laleler lavantalar lavinyalar
Evet lavinyalar
Ve sonra bir sera yaratılmış çukurların üstüne
Su dolu kuyularda yeşiller açar olmuş
-Enes Bozkurt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder